Sendikalaştıkları için işten atılan TKIS işçilerinin direniş 99.gününde sürüyor.
Tuzla Serbest Bölge’de kurulu olan TEKSİF Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan TKIS işçilerini direnişleri sürerken TEKSİF Sendikası Genel Başkan Danışması Binali Tay ile ve işçilerden Nazar ve Batuhan ile 96. Günde bir röportaj yaptık.
Binali Tay: Biz, TKIS Blendis Perde Fabrikası’nda daha önce yaptığımız çalışmalar doğrultusunda ciddi hak ilerlemeleri elde etmiştik. Ancak işçiler, sorunlarını çözmek için muhasebe ya da resmi kanalları kullanmıyorlardı. Ücret sorunlarını çözmek veya haklarını talep etmek adına bu eksiklikleri gidermek için örgütlenmeye başladık. Ancak o gün yaşanan sorunları çözemeyince, haklı olarak direnişe başladık.
Daha sonra her hafta içeriden bir arkadaşımız işten çıkarıldı ve toplamda 10 kişi işten atıldı. Bu süreçte iki arkadaşımız hiç dinlenmeden, hakları gözetilmeden işten çıkarıldı. Bir diğer arkadaşımızın durumu farklı bir şekilde sonuçlandı ve ayrılmak zorunda kaldı.
Biz de bu durumu kabul etmeyerek mücadeleye devam ettik.Çadırımızı kurduk ve 96 gündür burada direnişimizi sürdürüyoruz. İşçilerin birlik içinde hareket ettiklerinde sorunlarını çözebileceğine inanıyoruz. Geçmişte tekstil, gıda, kimya ve metal sektörlerinde yaşanan birçok örnek de bunu kanıtlıyor. İşçiler birlikte mücadele ettiklerinde, sendikal, demokratik ve ekonomik haklarını kazanabiliyorlar. Biz de bu inançla hareket ediyoruz.
Yetki itirazlarıyla ilgili bugün bir mahkememiz var. Arkadaşlarımızın davaları ise 18 Mart’ta görülecek. Ulusal ve uluslararası dayanışma çalışmaları da bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Mücadelemiz devam ediyor ve kazanmadan bırakmayacağız”
Siz neler söylemek istersiniz, bir kadın işçi olarak direnişi nasıl anlatırsınız?
Nazar: Merhaba, ben Nazar. 21 yaşındayım ve 2,5 yıldır bu fabrikada çalışıyorum. Düşük ücretlere karşı sendikalaştık. Ancak sendikalaştığımız için 24 Ekim’de işten çıkarıldık. İlk başta ben ve bir arkadaşım işten atıldık. Daha sonra beş arkadaşımız, ardından iki arkadaşımız ve son olarak bir arkadaşımız işten çıkarıldı. Toplamda 10 kişi işten atıldık ve şu an 8 arkadaşımızla birlikte çadırdayız. Direnişimiz devam ediyor.
Biz, insanca yaşam koşulları için sendikalaştık. Ücretlerimiz düşüktü ve yemekhanemiz fabrikanın dışında, yürüyerek 5 dakika mesafedeydi. Bu gibi sorunlar nedeniyle sendikalaşmaya karar verdik ve örgütlendik.
Yetki itirazına gelirsek; devletin hiçbir zaman işçiden yana olmadığını çok iyi biliyoruz. Devlet bir yandan “sendikalaş, hakkını al” diyor, ama aynı zamanda patrona “sen de itiraz et” diyor. Bu süreç, işçilerin direnişe geçmesini engellemek ve haklarını almasını zorlaştırmak için uzatılıyor. İşçileri yıldırma politikası uygulanıyor. Mahkeme süreciyle bu mücadeleyi daha da zorlaştırma çabası var.
Bugün yetki itirazımızla ilgili bir mahkememiz var. Saat 14.30’da sonuç açıklanacak. Direnişimiz hâlâ devam ediyor ve biz kazanmadan bu mücadeleyi bırakmayacağız. İçerideki arkadaşlarımız da bize destek oluyorlar.
“Bir şekilde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz”
Batuhan: Ben TKIS Blinds’te çalışan işçiydim, adım Batuhan. Ara zam için TKIS CEO’suyla görüşme yapmıştık. Kendisine ara zam yapılması için şey yaptık ama kendisi ara zam yapamayacağını söyledi. Biz en azından düşük ücretleri güçlendirmek adına yan hak falan talebinde bulunduğumuz da, kendisi bize dalga geçer gibi ben belediye değilim ki yardım dağıtayım. Bu kelimenin üzerine biz arkadaşlarımızla örgütlendik.
Oturduk, konuştuk. Haklarımızı doğru şekilde nasıl alabiliriz diye. Sonra Tekstil Sendikası’na üye olduk. Yetkimizi de aldık ama yetkiye itiraz geldi. Tabi yetkiyi almadan bir gün öncesinde sendikalaştığımızı öğrendiği için benle bir arkadaşımız
işten atıldık. İftira atarak yani Kod 46’dan işten çıkarıldık. Sonrasında ertesi gün, 2-3 gün sonra 5 arkadaşımızı daha çıkardılar. Ama yetkimizi aldık, yetkiye itiraz geldi.
Tuzla Serbest Bölgenin önünde 96. gün oldu. Direnişteyiz. Arka kapı var, fabrikaya daha iyi sesimizi duyurabileceğimiz. Oraya gidiyoruz öğle saatlerinde. İçeride arkadaşlarımız da var. Birlik oluyoruz. Bir şekilde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz ama tabii içerideki üyelerimize baskılar da var. Ustalar tarafından mobbingler, baskılar var. Yani onları da şimdi mesela işten kod 46’dan çıkartamıyorlar. Çünkü Cimer’e şikâyet olduğu için içeri gelip bir uyarı aldılar.
Ama içeride kendileri işi bıraksın diye tazminatsız bir baskı uygulanıyor. Böyle bir sıkıntımız var. Elimizden geldiğince mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Peki, son olarak bir çağrınız var mı sınıf mücadelesi yürütenlere, devrimci demokrat kamuoyuna?
Şu bir gerçek ki; her zaman birlikten güç doğar demişler. İşçi sınıfı birlik olduğu sürece hakkını sonuna kadar alacağını düşünüyoruz ki bugün biz de birlik olarak sendikaya üye olduk, hakkımızı bu şekilde aramaya karar verdik. Ve bunun binlerce yolu var ama hepsinin ortak noktası birlik olmak. Yani işçilerin birliği.