Biz;
Avrupaya hükmeden
Roma imparatorluğunu değil,
30 kişilik Spartaküsleri
Tercih ettik.
Biz;
Ortadoğuya zulmüyle hükmeden
Zalim Dehak’ları değil,
Demirci Kawaları
Tercih ettik.
Biz;
Üç kıtaya hükmeden
Osmanlıyı değil,
“Şalvarı şaltak osmanlı
Eğeri kaltak osmanlı
Ekmede yok, biçmede yok,
Yemede ortak osmanlı” diyen
Anadolu köylülerinin
Sesi, umudu olan
Baba İshakları,
Pir Sultan Abdalları
Tercih ettik.
Biz;
Napolyon ordularını değil,
Komünarların yolunu,
Tercih ettik.
Biz;
Sınıflı toplumlar tarihinde,
Azınlıkta olduk,
Marjinal gruplar olduk,
Ama çuğunluğun
Sesi, vijdanı, yüreği olduk.
Biz;
Bundandır ki
Hâlâ direniyoruz
Sömürgeci sistemlere karşı.
Demirci Kawadan
Spartaküslere,
Pirsultan’dan
“Ferman Padişahınsa
Dağlar bizimdir”diyen
Dadaloğluna,
Roman ve öykülerinde
Faşist Türk Devletine
İlk kurşunu
Kuyucaklı Yusuf
İle sıkan
Sanat gerillası
Sabahattin Ali’ye,
Nazım Hikmet’e, Ruhi Su’ya,
Yılmaz Güney’e,
Gerillanın;
Özgür bir gelecek uğruna
Teorisini, pratiğini
notalara döken
Yetiş Yanlız’a,
Özgür Kürdistan’ın
Özgür savaşçılarını
Resim ve fotoğraflarıyla
Nakşeden
Halil Dağ’a,
Mazlum Doğan’dan
Newroz serhildanına,
31 Mart
Kızıldere direnişinden
6 Mayıs şafağına,
18 Mayıs
Kızıl manifestosundan
İşçi, köylü, gençlik
Hareketlerine,
Ekim devriminden
İşçi sınıfının direnişlerine
Uzanan bir hikayedir
Bizim direnişimiz.
Ve bu hikaye
Daha bitmedi, bitmeyecek.
Şair Adnan Yücel’in deyimiyle:
“Yeryüzü aşkın yüzü
Oluncaya dek”.