Sarı sıcak bir pencereden
Bakar Mirik’in heybetli doruklarına
Bir gece serinliğinde
Koynunda her birinin
Koyuldular düşleriyle yola
Yakamoz gibi parlayan gözleriyle
Ayak izleri kalırdı yarınlara miras
Birde zafer yazılı yürekleri
Gece ayaz ve sisli
Uzaklarda kurt ulumaları geliyordu
Bir civan nöbette
Düşler cengindeydi
Kenetlenir dişleri
Titreyen bedeni
Gecenin ayazına isyandı
İsyanda karlar altında
Yıldızlara uzanmak Kardelence
İsyanda yangında Kawa’laşmış Nergiz’lere
Tüter bir yar sıcaklığı sol yanında
Vurur zulmün böğrüne üşüyen ayaklarıyla
Ve Köm
Beyaz bir gelinliğe bürünmüştü
Gece ayaz ve sisli
Sinsi bir pusuya kuruluydu
Kayar uzaktan bir yıldız
Bir ana ağlar
Deryalaşır gözyaşları
Vurur sinesine oy ana kurban
Yiğidim gül kokulum
Yatar karlar üzerinde
Nasılda öyle mahsun yıldızlara uzanmış
Köm sarı sıcak
İçerde altüst oluşun
Cengine tutuşmuş İbo’m
Kıvırcık saçlı komutanım
Vurur hançerini yerleşik olana
Ve
Seyrindedir yıkılışın
Bir kar misali
Kömür Karası gözleri
Nasılda parlıyor
Nar kızıllığında
Yürek ki tetik boşluğunda
Başlar sabahın ılık yelinde
Bir cenk halayı
Bir ah’tır dağları inleten artık
Süzülür gögüs kafesinden ılık kan
Yatar Ali Haydar’ım karlar üzerinde
Sel olur, öfke akar Vartinik’ten
Ve dokunur
Sarı sıcak bakışları
Yürüyenler taşıyacak
Düşenleri ve serden geçenleri
Sızar anlından kan damlacığı
Tohum olanın köküne
Yırtılmıştır artık ferman
Haykırır Vartinik,
Dağlar ve geride kalanlar
Yürüyenler varacak
Zafer’e yazgılı o güne…
(Tutsak Partizan)