6 Şubat depreminin ardından bugün onlarca ilde eylemler yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. İçlerinde YDG’nin de olduğu İstanbul Üniversitesi Öğrencileri çağrısı ile üniversitenin Ana Kapısında bir eylem gerçekleştirildi.
Eylemde basın açıklamasını kitle adına Volkan Atmaca okudu.
Atmaca yaptığı açıklamada, “2 Yıl önce bugün sabah 4.17’de adeta sistemin tüm pisliği bir anda üzerimize yıkılırcasına sarsıldık. 11 Kentte Maraş, Antep, Adıyaman, Hatay, Urfa, Malatya, Kilis, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Elazığ’da on binlerce insanın yaşamına mal olan, yüz binlerce insanın yaşamını alt üst eden sürece hep birlikte tanık olduk.
On yıllardır deprem bölgesinde yaşadığımız ve buna uygun bir kentleşmeye mimariye ihtiyacımız olduğuna dair çokça açıklama yapılmasına rağmen 17 Ağustos depreminin sonuçlarından hiçbir ders çıkarmamışçasına koca bir gerçekle yüzleştik. Resmi kaynaklara göre 53 bin 537 insanın katledildiği, 107 bin 213 kişinin yaralandığı bu tarihe göz göre göre nasıl sürüklendiğimize hep birlikte tanık olduk. Güvencesiz binalarda yaşamaya mahkum edilen milyonlarca insanın depremle birlikte karşı karşıya kaldığı yıkımı hep birlikte gördük” şeklinde başladı sözlerine.
Binlerce insanın depremin açığa çıkardığı yıkım karşısında, enkaz altında kalanları kurtarma umuduyla yola çıktığı bir koşulda, halkın enflasyon ve yoksulluk kıskacına rağmen varını yoğunu dayanışma için paylaştığı bir günde, rant ve talan uğruna on binlerce insanı ölüme sürükleyen devletin çadır satma planlarına tanık olduklarını dil getirerek, “Deprem vergilerinin talan edildiği, halka iban yollanmasına karşın AKP-MHP iktidarının belediyeler eliyle gerçekleştirdiği ihalelerle ranta devam ettiği, yeni inşa edilen TOKİ binalarının duvarlarının, insan eliyle yıkılabildiğini görmeye devam ettik. Aradan geçen bunca zaman içerisinde depremde yitirdiğimiz insanların acılarını yaşarken işini evini ailesini kaybetmiş olan milyonlarca insanın yaşamını kurabilmesi için dayanışmanın ne denli önemli olduğunu gördük.
Arama kurtarma çalışmalarına, beslenmeden barınmaya halkın dayanışmasıyla başardıkları bugünkü tabloyu hafifleten şeydir. Ancak geldiğimiz aşamada, devletin depremin öncesi ve sonrası ortaya koyduğu pervasızca pratiklere sessiz kalmak bizlere dayatılan, rant, talan ve ölümden ibaret geleceğe sessiz kalmak olacaktır.
On binlerce insanı ölüme sürükleyen bugün güncel bir tehdit olan Marmara Depremine rağmen milyonlarca insanı güvencesiz binalarda yaşamak zorunda bırakan bu sistem bizleri geleceksizliğe mahkum etmektedir. Devlet, onbinlerce binanın yıkıldığı 6 Şubat depreminin ardından insanlara İBAN atıp para isterken 2000 yılından beri halktan “deprem vergisi” adıyla çaldıkları Milyarlarca TL’yi rantçı müteahhitlere, talancı şirketlere peşkeş çekmektedir.
TOKİ ve Şirketler üzerinden rezerv alan ilan ettikleri bölgelerde halkın elinde bulunan araziler zorla satın alınırken doğayı talan ederek, güvencesiz binalar inşa edilmeye devam edilmektedir. Dün inşa ettikleri binalarda insanlara mezar satanlar diktikleri yeni binalarla katliamlara sürüklemeye devam etmektedirler” dedi.
Atmaca, “Bir avuç asalağın çıkarları üzerine kurulu bu sistemi yıkmak dışında bir kurtuluşumuz yoktur. Bizlere dayattıkları enkazı sömürü düzeninin yıkımına dönüştürmediğimiz her koşulda bizlere dayattıkları geleceksizlikle boğuşacağımız açıkken depremde yitirdiğimiz tüm ailelerimizin arkadaşlarımızın dostlarımızın anısını yaşatmanın sorumluluğunu onları ölüme sürükleyen bu düzenin yıkılmasında görüyoruz.
Hepimizin insanca yaşayabileceği güvenceli binalarda yaşaması; insanların katledilmesine yol açan bu kar, sömürü ve talan sistemine karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmemizle mümkündür. Bu bilinçle 6 Şubat depreminin hesabını soracak, böylesi bir katliamın mimarı olan sistemi yıkmanın halkın gücünü ve dayanışmasını büyütmenin kararlılığını taşımaya devam edeceğiz” vurgusu ile sonlandırdı açıklamasını.
